Biraz saygı lütfen Hepimiz yaşam boyunca hem beden , hem zihin hem de ruh olarak gelişir ve değişir. Değişmeliyiz de! Niye mi; insan salt iç güdüleri ile yaşayan/sür git bir yaşama ait bi canlı değildir Zira bir çok canlıda bulunmayan akıl bizi bu değişim ve dönüşüme mecbur kılar. Önce her canlı gibi doğarız; Bebek olur sürünürüz, Çocuk olur, yürürüz... Ergen olur kırar kırılırız Genç olur eğilir büğülürüz, Hatalar yapar, onlardan ders çıkarır, öğreniriz... Yetişkin olur, anlarız. İhtiyar olur, anlatırız tüm öğrendiklerimizi... Genlerimizi ve dahi ruhumuza kodlanmış tüm bilgileri/ doğru yanlış demeden tüm öğretileri sonraki nesillere aktarır ve ölürüz nihayetinde... Karma dedikleri şey tam da bu işte... Yani anlayacağınız, yaşamımızın her bir aşamasında, bedenimizin değiştiği gibi, az ya da çok duygu ve düşünme biçimlerimiz de değişir. Aslına bakarsanız bu herkes için geçerlidir. Fakat bazı ruhlar özel gelmiştir dünyaya. Bir görevli gibi... Kimi Evrim desin Kimi doğa ana Kimi Tanrı İşte o gibiler tüm dediğim o Rab'ların bu dünyadaki elleri gibidir. Bunu farkında olarak ya da olmayarak bilinçsizce bazen içinde bulunduğu ruh ailesi için, bazen de içinde doğduğu çekirdek aile için yaparlar... Başka da şansları yoktur. Herkesi şifalandırmaya programlanarak gelmişlerdir çünkü dünyaya. Bu sebepledir ki, pek çok yükü üstlenmişlerdir bir başlarına. Acı çekerler her bi vakit, siz anlamasanızda... Çünkü rahatı bozup Alışılmış düzenden vazgeçip Yalanları -yanlış bilgi ve inanışları yıkıp Yerine yenilerini koymak zor bir süreçtir... Herkesin harcı değildir bu işler... Tıpkı bir kelebeğin güvenli kozasından vazgeçip Tüm riskli uçuşlara talipö olması gibidir... Kaf dağının ardına varmaya çalışan Anka gibi... Çünkü bilirler dışarda çok da tekin olmayan bir hayat var! Geyik ve kuzu ile birlikte Bir de aslanlar, çakallar Sırtlanlar var... Hiçbir şey yapmasa da Süne meraklıları Kımıl zararlıları var... ... Nihayetinde onlar tüm bu sebeplerden dolayı ne bu dünyaya, ne o bedene, ne ailelerine, ve dahi cinsiyetlere bir türlü tam bağlanamazlar... Hiçbirinin içine sığamazlar... İnsanın erkek ve dişi olarak ayrılmasını anlayamazlar... Günümüzün en büyük zorbalığı olan kapital/güç ve En büyük zorlayıcılarından olan aşk, sağlık, sosyal ilişkiler konularının en az birinde, ilerlemelerinin ölçüsüne bağlı olarak bazen de hepsinde zorlanma yaşarlar.ş Adları hep bir geçimsize, uyumsuza çıkar .. İşte tüm bu sancılı sıçramalarını yapmak üzere görev almış bu kişiler; Bilirler ki, ruhsal dönüşümün tek yolu ahlah, erdem ve etik değerlerden geçer. Vicdan ve affetme gücünü en büyük güç olarak kabul ederler...l Çünkü bilirler ki asıl güç/ mutlak özgürlük Kendini, ruhunu, olanı/olmayanı özünde bağışlayarak sistemin adaletine teslim olmakla mümkündür.. Daha önce öğrendiği şekillerden, ebeveynlerinin ailesindeki her bir ferdin, ve dahi toplumun dayatmayla yayımladığı tanımlardan çok öteye giderek değiştirdiği her bakışı, kırdığı her bir sağlıksız geni, her bir kusurlu tinsel inanışı kendi akıl, ruh, ilim ve bilim süzgecinden geçirerek değiştirip dönüştürür ve erdemli yeni davranış kalıpları geliştirerek tekamül yolunda biraz daha ilerlerler...ö İşte bu yüzdendir ki onlar hep ötekidir ve bulunduğu o dünyaya/çağa bir türlü uyum göstermezler. Ve git gide yalnızlaşarak kabuklarına geri çekilirler... İşte olur da bir gün o gibilerle kesişirse yolunuz Nedenini bilmediğiniz yaşanmışlıklara Örtünmüş zihniyetlerinizle Mühürlenmiş kalplerinizle bakarak Hayatta hiç bilmediğiniz bilişlere dil uzatarak Saygısızlık yapmayın olur mu?!? Bakın nazik olun demiyorum; En azından insan kimliğine biraz daha saygılı olun Her kim olursa olsun en asgari saygıyı hak ediyor diyorum...